Türkiye, rekabet kurallarının işlediği, özel sektörün ekonomide öncü, kamunun ise düzenleyici rol oynadığı, liberal dış ticaret politikasının uygulandığı, mal ve hizmetlerin bireyler ve kurumlar arasında engelsiz olarak el değiştirebildiği bir serbest piyasa ekonomisidir.
Türkiye’de son yıllarda ekonomideki yapısal reformlara büyük önem verilmektedir. Geçtiğimiz dönemde özelleştirme süreci hızlandırılmış, kamu maliyesine düzen getirilmiş, ayrıca mali piyasalardan başlamak üzere tarım, sağlık, sosyal güvenlik, enerji, ulaştırma ve haberleşme gibi sektörlerde önemli reformlar gerçekleştirilmiştir.
Reformlar sayesinde ekonomik kurumların altyapısı güçlendirilmiş, özerk kurumlar oluşturulması suretiyle uluslararası piyasalarda meydana gelebilecek dalgalanmalara karşı ekonomi daha dayanıklı hale getirilmiştir. Sermaye piyasaları modern çağın anlayışına uygun şekilde yeniden düzenlenmiş, çoğu bürokratik engel ya kaldırılmış ya da asgarî ölçülere getirilmiştir.
Ekonomik büyüme
Dünyanın 18. ve Avrupa’nın 7. büyük ekonomisi olan Türkiye, en güçlü ekonomilerin temsil edildiği G-20’nin faal bir üyesidir.
Küresel malî kriz nedeniyle birçok ülke ekonomisinin daralma gösterdiği bir dönemde Türk ekonomisi 2008 yılındaki ekonomik yavaşlamanın ve 2009 yılındaki küçülmenin ardından 2010 ve 2011 yıllarında sırasıyla % 9,2 ve % 8,5 oranında büyüme hızını yakalamıştır. 2002-2014 döneminde ortalama GSYH büyüme oranı % 4,9, 2010-2014 yıllarında ise % 5,4 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, 2015 yılında GSYH’deki büyüme hızı %6,1, 2016 yılında %2,9 2017 yılında %7,4, 2018 yılında ise %2,6 şeklinde gerçekleşmiştir. Bu kapsamda 2002 yılında 3.492 ABD Doları olan kişi başına düşen GSYH, 2020 yılında 8.599 ABD Dolarına ulaşmıştır.
Orta Vadeli Programa (2019-2021)göre Türkiye’nin, 2019 yılında % 2,3, 2020 yılında %3,5 ve 2021 yılında ise %5 oranında büyüme hızını yakalaması beklenmektedir.
Dış ticaret
Türkiye, 1980’lerden itibaren ticaret odaklı bir büyüme politikası takip etmektedir. Gerçekleştirilen ekonomik reformlarla ithalat kısıtlamaları kaldırılmış, korumacı politikalar azaltılmış ve döviz işlemleri serbest bırakılmıştır.
Son yıllarda uygulanan ekonomik reformların bir sonucu olarak, dış ticaretin hacmi ve yapısı önemli ölçüde değişmiştir.
2015 yılında Türkiye’nin ticaret hacmi 351 milyar ABD Dolarına ulaşmış, ihracat ise 144 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2023 yılı için ana hedef ihracatı 500 milyar ABD Doları seviyesine çıkarmaktır.
Türkiye’nin son beş yıllık dış ticaret istatistikleri aşağıda sunulmuştur.
Türkiye’nin Dış Ticareti (milyar $)
| 2014 | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 |
İhracat | 157,6 | 143,9 | 143,9 | 157,9 | 168,1 |
İthalat | 242,1 | 207,2 | 207,2 | 234,1 | 223,1 |
Hacim | 399,7 | 351,1 | 351,1 | 392,0 | 391,2 |
Kaynak: TÜİK
Turizm
Türkiye sahip olduğu zengin coğrafya ve tarihsel zenginlikleri nedeniyle sadece kıyı turizminde değil, sağlık, kültür, inanç, spor, mağara, avcılık, yayla ve kongre turizmi gibi alanlarda da güçlü bir altyapıya sahiptir. Dünya ülkelerinde başgösteren ve bütün sektörleri olumsuz etkileyen COVİD-19 salgını, Türkiyedeki bütün sektörleri de etkilemiştir. Virüs salgını nedeniyle Türkiye’de önceki yıla göre turizm sektöründe gerileme meydana gelmiş olup 2020 yılında 15.8 milyon yabancı ziyaretçi giriş yapmış, turizm geliri 12 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir.
Para Politikası
Türkiye’de uygulanan para politikası, makro-ekonomik dengenin sağlanması ve son on yılda enflasyonun kontrol altına alınmasında önemli rol oynamıştır.
Tüketici fiyatları endeksi 2020 yılında % 14.60 oranında gerçekleşmiştir.